Dünya
gündeminde özellikle finansal piyasalar açısından senenin ilk ayına
bakalım,daha sonra da arşivde de dursun istedik.Yazacaklarımız aslında küresel
evrende yaşananlar olduğu için gastronomi ya da seyahat ile ilgili değil.Ama
yine de okuyanları sıkacak bir yazı olmayacağı düşüncesindeyim.
**
Önce
ülkemizden başlayalım.
15 Temmuz
gelişmelerinin ardından yaşananlar , jeopolitik gelişmelerle içiçe girince
ülkemizin büyüme hızında yavaşlama oldu ,dünya genelinde de 2008 ‘de yaşanan
kriz sonrası gevşek para politikasının öncülüğünü yapan Abd’nin para
politikasının da normalleşmeye dönmesi ile artan küresel dolar talebi b olumsuz
tabloya eklenince TL sert değer kaybetmeye başladı ve bir anda riskin varlığını
gösteren tablo olan kısa vadeli faiz getirilerinin ,uzun dönem faizlerinin
üstüne zıplaması ile TL rekor düşük seviyelere ulaştı.
TCMB sert
önlemler almaktansa kurun gevşemesinin önüne adım adım attığı adımlarla geçmeye
çalışıyor,bu da TL talebinin canlanmasına yetmiyor.
Referandumun
varlığının da olduğunu düşünürsek,yatırımcılar için TL almak henüz cazip
değil.Gün gelince ülkeye gelecek yatırımcı al benim 1 dolarımı karşılığında TL
ver ki ben de yatırım yapayım diyecek,hem yatırımından kazanacak hem de
giderken al TL leri ,ver 1 doları
dediğinde ,ilk girdiğinde eline aldığından daha düşük TL iade edecek 1
dolar için ve hem yatırımdan he kurdan kazanacak.Ama o gün bugün değil henüz.
**
İngiltere
şüphesiz ki küresel gündemin odak noktası.
Mart ayının
sonlarına doğru Portekiz’de vakti ile imzalanan anlaşmanın 50. Maddesini işletmeye
başlayacaklar ve İngiltere’nin AB’den çıkış süreci başlayacak.
Referandumdan
çıkan karar ile artık AB’nin parçası olmamaya 2016 yılında karar veren
İngiltere’nin ayrılık sürecindeki talepleri ile birlikten çıktığı Avrupa
Birliğinin taleplerinin zaman zaman zıtlık oluşturacak olması sebebi ile AB ile
İngiltere arasında imzalanacak olan serbest ticaret anlaşması oldukça zor
gerçekleşecek.AB’nin bu konuda atacağı adımlar ,ileride birlik içinden çıkmak
isteyenler için bir örnek teşkil edeceği için masadaki her iki tarafın
anlaşmalarda zorlanması beklenmeli.Basit dille istenilenilenlerin güçleşmesi
konusuna da değinirsek,İngiltere AB üyesi ülkelerin hepsine serbest dolaşım
hakkı vermek istemiyor,AB ise kendi yasalarımız buna izin vermez ,bizimle
anlaşma yapmak isterseniz hepimizin aynı haklardan yararlanacağı anlaşmayı
yapmak zorundasınız diyor.
Gündem
ilerleyince konuya değiniriz.
**
Abd’nin yeni
başkanı seçilen D.Trump görevi 2017 yılında devraldı ve ilk icraatları ülkeye
serbest dolaşım hakkını kısıtlamak ve serbest ticaretin önüne set çekmek
oldu.Gelişmelerin sertleşeceği düşünülmeli.
Trump 7
Müslüman ülkenin vatandaşlarının ülkeye giriş-çıkışına engel koyarken ,ülkede
kendisine yönelik protestolar sürmekte.Seçimler döneminde Rusya’nın elektronik
müdahale ile Trump’a destek verdiği konusu ülkenin gündeminde tartışılırken,
Trump,Meksika’nın
ülkeye gerçekleştirdiği ,özellikle 3 sektörde 150 milyar doları bulan ,ihracatın
bundan sonra daha zamlı bir ihracat vergisi içereceğini söyledi.
Abd içinde
yatırım yapmaktansa,Meksika’da yapmayı planlayan bazı emtia ve otomotiv sektörü
devlerine de savaş açan Trump,vakti ile Obama’nın reddettiği Kanada üzerinden
giden petrol boru hattının yapımına evet dedi.Bu da hem Kanada Dolarına alım
getirdi hem de petrol şirketlerini sevince boğdu.
2017 yılının
başında para birimi en çok değerlenen olan Kanada ,kendi Merkez Bankasından
gelen tedbirli açıklamalara rağmen özellikle ABD-Kanada ticaret hacminin
artacağı beklentisinin rüzgarını arkasına almakta..
**
Avrupa’da
ise hem İngiltere’nin birlikten kaybının sıkıntısı,
Hem de
İtalyan bankacılık sisteminin acil özkaynağa ihtiyacı başağrıtıyor.Avrupa
kanadı hiç kuşkusuz ki Obama’nın devamı olacak Hillary’i tercih ederdi ama
İngiltere açısından daha müttefik olan Trump kazanınca bir anlamda güç
kaybetti.
Bölgenin bir
diğer sorunu ,IMF’in kendisi için yaptığı sürdürülemez borca sahiptir
açıklamasının odak noktası Yunanistan ile ilgili olarak yeni bir kurtarma
paketinin devreye girecek olması.Bir maliyet daha olacak ama Türkiye ile arada
adeta duvar olan ve göçmen sorununun yaşanmaması için mutlaka destek verilmesi
gerekilen ülke durumuna gelen Yunanistan için bir kere daha yapılandırma
yapılacak gibi duruyor.
Avrupa’nın
seçim senesindeyiz ve özellikle yakın dönemdeki İtalya,Hollanda ve Fransa
seçimleri birlik için tehdit oluşturacak sorunlar ortaya çıkarabilir.
Ve bir diğer
sorun da gitgide ortaya çıkan ,Almanya arayı diğer üye ülkelerle açtığı için
Avrupa genelinde Avrupa Merkez Bankasının uyguladığı gevşek para politikasının
Almanya için artık yarar değil zarar getirdiği görüşü.Eğer Fransa seçimleri
sıkıntı üretmezse,Avrupa Merkez Bankası sene sonuna dek uygulayacağını
açıkladığı tahvil alım programını erken bitirebilir.
**
Trump’ın
korumacı ticaret politikası eleştiriler alırken,
Pasifik
Anlaşmasını imzalayan Obama’nın bu kararının hemen tersinde açıklamalar gelmesi
üzerine ,ülke ile ticaret ilişkileri olan Japonya bu kararı eleştirdi,tam da
yeni sene tatiline giderken Çin ise ,bölgede Abd’nin yokluğunda liderlik
görevini üstlenebileceğini belirtti.
Kısacası..
Dünya
piyasalarında sene yatırımcılar için belirsizlik içerirken
Trump ile
Abd büyüme konusunda sıkıntı çekmeyecek ve faiz arttırmayı sürdürecek düşüncesi
ile doların kuvvetli hali sürüyor.
Yatırımcılar
ise İngiltere’nin Brexit sürecini olumsuz atlatıp atlatmayacağının önemli
olacağını görerek ,genelde hamle için sabırsız davranmıyorlar.
Bu
belirsizlikler yılın ilk ayında güvenli liman açısından altın ve Japon Yenine
talebi arttırsa da devamı gelir diye iddialı konuşmak yerine dolar talebinin
dengesi izlenmeli diye düşünmek gerekir..
Kısa bakış
ile 2017 ‘nin ilk ayında olana bitene baktık..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder